- Haberler
- Diyarbakır
- Sigara mide kanseri riskini iki kat arttırabiliyor
Sigara mide kanseri riskini iki kat arttırabiliyor
Mide kanseri ve mide kanserinin oluşma nedenleri hakkında bilgi veren Cerrahi Onkoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Musluh Hakseven, 'Füme ve tütsülenmiş gıdalar, tuzlanmış balık, et ve salamura sebze tüketenlerde mide kanseri daha sık görülür. Kurutulmuş etlerde bol miktarda nitrat bulunur. Çok sebze meyve yemek mide kanseri için koruyucu olabilmektedir. Mide kanseri riski sigara kullananlarda iki katına çıkmaktadır' dedi.
Mide kanseri ve mide kanserinin oluşma nedenleri hakkında bilgi veren Cerrahi Onkoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Musluh Hakseven, “Füme ve tütsülenmiş gıdalar, tuzlanmış balık, et ve salamura sebze tüketenlerde mide kanseri daha sık görülür. Kurutulmuş etlerde bol miktarda nitrat bulunur. Çok sebze meyve yemek mide kanseri için koruyucu olabilmektedir. Mide kanseri riski sigara kullananlarda iki katına çıkmaktadır” dedi.
Memorial Diyarbakır Hastanesinde görev yapan Op. Dr. Musluh Hakseven, mide kanseri belirtilerinin kişiden kişiye değişiklik gösterebildiğini belirterek, bazı bireylerde mide kanseri gelişimi çok yavaş bir süreç olduğu için yıllar boyunca herhangi bir şikayet meydana gelemeyeceğini, erken evre mide kanserlerinde mide ülseri varlığında oluşan şikayetlere benzer belirti ve bulgular gelişebileceğine dikkat çekti. Hakseven, mide kanserinin belirtilerine değinerek, bu belirtilerin genel olarak ’Öğünler sırasında erken doyma, yutma problemleri, öğün sonrası aşırı şişkinlik, sürekli geğirme isteği olması, mide yanması, geçmeyen hazımsızlık, mide ağrısı, göğüs kemiği üzerinde ağrı hissedilmesi, kanlı kusma’ olabileceğinin altını çizdi.
50 yaş üstünde mide kanseri riskinin arttığını, bazı ırklarda mide kanserinin daha fazla görülebildiğini belirten Op. Dr. Hakseven, “Mide kanseri; füme ve tütsülenmiş gıdalar, tuzlanmış balık, et ve salamura sebze tüketenlerde mide kanseri daha sık görülür. Kurutulmuş etlerde bol miktarda nitrat bulunur. Çok sebze meyve yemek mide kanseri için koruyucu olabilmektedir. Mide kanseri riskin sigara kullananlarda iki katına çıkmaktadır. Özellikle mide-yemek borusu birleşiminde kanser oluşabilmektedir. Fazla kilolu olmak ile mide kanseri arasında kesin olmayan bir ilişki vardır. Daha önceden mide operasyonu geçirenlerde mide kanseri gelişme riski daha fazladır. B12 vitamin eksikliğine bağlı gelişen pernisiyöz anemili kişilerde daha sık mide kanseri gelişebilir. Nedeni bilinmemekle birlikte A kan gurubuna sahip insanlarda daha fazla mide kanseri bildirilmiştir. Kalıtsal meme kanseri genleri BRCA1 veya BRCA2’nin mutasyonlarını taşıyan kişilerde daha yüksek mide kanseri olabilir. Mide, bağırsak, burun, akciğerler ve idrar kesesinde polipleri olan hastalarda daha sık mide kanseri görülür. Bazı mide kanseri olgularında geçirilmiş EBV enfeksiyonu öyküsü vardır. Kömür, metal ve kauçuk endüstrilerindeki işçilerin mide kanseri olma riski daha yüksektir. Kronik atrofik gastriti olan hastalarda zamanla mide kanseri gelişebilir” dedi.
Mide kanserinin genel itibarıyla ortaya çıktıktan sonra daha farklı ve basit problemlerin belirtileri ile karıştırılabildiğini söyleyen Hakseven, “Bu şikayetler genel itibari ile ortaya çıktığında daha farklı ve basit problemlerin belirtileri ile karıştırılabilir. Ancak mide kanseri açısından riskli bireylerde özellikle yutma ve yutkunma ile ilgili problemler varlığında ileri tetkik ve araştırmanın gerekli olduğu unutulmamalıdır. Hastalar yukarıda bahsettiğimiz herhangi bir şikayet ya da belirti ile başvurduğunda öncellikle detaylı bir anamnez (hikaye) alarak işe koyulmaktayız. Hastanın ayrıntılı hikayesi tamamlandıktan sonra muayeneye geçeriz. Fizik muayenede erken dönemde herhangi bir bulgu ile karşılaşmayabileceğimiz gibi, hastalığın evresine göre çeşitli muayene bulgularına da rastlayabiliriz. Sonrasında kan tetkikleri, endoskopi, tomografi, PET CT gibi ileri tetkiklerle hastalığın klinik evresi belirlenir. Mide kanseri tedavisi diğer kanser tedavilerinde de olduğu gibi, kanserin evresine göre multidispliner tümör konseylerinde tartışılarak, hasta için en doğru şekilde planlanır. Kanser tedavisinin temeli cerrahidir. Erken evre hastalıkta direkt cerrahi yapabiliyorken, ileri evre hastalıkta öncelikle kemoterapi gibi sistemik tedavi modalitelerini kullanmaktayız. Laparoskopik cerrahi uygulamalar açık cerrahiye göre, hastanın ameliyat sonrası hızlı iyileşmesi ve hayata hızlı karışabilmesi gibi avantajlara sahiptir. Çıkarılan dokunun patolojik değerlendirme açısından kalitesi ve patoloji raporları ile beraber tıbbı onkoloji uzmanlarının önüne gelen sonuçlardan da anlaşılacağı üzere, laparoskopik cerrahi uzman ellerde, herhangi bir dezavantaj oluşturmamaktadır. Laparoskopik cerrahi esnasında karın içi tüm bölgeler açık cerrahiye oranla çok daha iyi değerlendirile bilinmektedir” ifadelerine yer verdi.
Son olarak 50 yaş üstü kişilerin şikayetleri olmasa bile tarama amacıyla üst endoskopik değerlendirme yaptırmasını öneren Hakseven, “Dirençli şikayetlerin, devam eden yakınmaların dikkate alınması gerekmektedir. Erken tanı konulan bir mide kanseri, her kanserde olduğu gibi, tamamen tedavi edilebilir. Hastanemizde mide kanserinin cerrahisini standart olarak laparoskopik planlıyor olsak da gereken vakalarda, dünyanın her yerinde olduğu gibi açık cerrahiyi de uygulamaktayız” diye konuştu.